29 Nisan 2010 Perşembe

hayır mı şerlok? (mu bilmem ama, ateşteyim ben ateşte. mutlu musun çelik?)

önce içimde kötü bir his beliriyor. durduk yere oluyor. hiç üstüne düşünmeden.
konuyu unutmak, üzerine gitmemek istiyorum ama aklıma takılıyor bir kere.
aklımdan çıkarmak, dolayısıyla kendi içimde çözüme kavuşmak istiyorum, ve bu nedenle naçizane araştırmalar yapıyorum ilgili ekipmanla.
her nasılsa sonunda, OHA NASIL HİSSETTİM BEN BUNUyu yaşamayı yine başarıyor ve yoruluyorum.
dedektifçilikte üstadım, ama zerre sevmiyorum.

Hiç yorum yok: