9 Mart 2010 Salı

hayat sürekli tetikte bekleyerek bu gerginlik bu endişe bu istediğin yöne istediğin hızla ilerleyememe halinde geçmez. geçerse de ona hayat mı denir yine de.
klişelerin tuğlavari stil, üst üste yığılmasıyla aramızda günbegün biraz daha yükselen set beni çok yoruyor. bütün türevlerinden bağımsız, bunun bana özel olması gerekirdi diyorum, oysa insanlar hali hazırda, zaten 7 milyara ayrılıyor.
bütün bilinmişlikler, bütün alışkanlıklar ve bütün ortak paydalar ellerimden tutmuş, bırakma beni diye fısıldarken (ki O'nun da söylediği gibi, "bu ne aciz bi cümle"). gitme isteğimde şüpheye düşüyorum.
düşünüyorum.

Hiç yorum yok: