3 Ekim 2008 Cuma

an-sızı-n

güneşi yüzümde hissetmeyi ne çok özlemişim..

sanki kontrat yaptık şehirle!.. sanki canım istediğinde bir kendimi alıp gidemem istediğim yere.. gereksiz buhranlar bunlar. pff

herşeyi herkesle yapamazmışsın bak, bilmiyor idiysen öğren bebeğim. hem ne sandın ki sen, çok mu keyif alacaktın.. durup bir baktın mı nerde kimle olduğuna?
ya da "yalancıktan yan gözle" bakarsan birşeyleri yerinden oynatmayacağını mı sandın saflıkta ileri seviye moduna sokup da kendini.. bir kere koydun aklına elde ettin, ya şimdi?
ben sana şimdi?Ni anlatayım.. ya da "bir arkadaşım.. şöyle böyle" masalını bırakalım ve ben sana şimdiMi anlatayım..

şimdi bir süre(liğine) limana çektiğin gemim ol isterdim. böyle huşu huzur dinginlik olayları işte.. hani çok üşümüşüm de kollarında ısınmışım gibi bir akşam. ya da bir dik uçurumun çalısıymışsın misal, bir ömür beni beklemişsin orda.. mesela..

evet, ben bile gülüyorum söylediklerime.. ben de inanmıyorum ne de olsa.. hem böyle yapış yapış melankolik, böyle klişe cümleler! gerçek olsa midem bulanmazdı birşeylerden, "seve seve" bile olurdum inan. ama hepsi bir akşamlık rüyadan ibaret nasılsa, bilemedin iki..

her zamanki gibi, sen yoluna-ben yoluma.

Hiç yorum yok: