10 Ağustos 2008 Pazar

boynum saat 2 yönüne

tükürdüğümü yaladım; 8 günlük bir direnişin ardından, teslim oldum. elimde bir mL bile su kalmamıştı ve ben çook (en az iki olu) susamıştım, sandığımdan kolaycıymışım, güçsüzmüşüm, uysalmışım ya da belki de yalancıymışım, belki de yaşamayı çok seviyormuşum sanılanın aksine, kim bilir ne yakıştırırdın? sadece, karşı koyacak gücüm yok şu an, sana da, onlara da. kendime bile, iç savaşa ateşkes emri verdim. toparlanmalıyım. soluk almalıyım, birkaç parça lezzetli yemek yemeli ve güvenli bir yerde uyumalıyım bir süre, eski limanda. yani?
yani, karşı-çıkışsız: peki, öyle olsun.


şimdi gelelim direniş notlarına..

insan her zaman doğru "ata" oynamayı başaramıyor. bütün emeklerin, umutların ve benzeri her şeyin boşuna olduğunu anladığın o AN var ya işte.. ah (h->var gitmek sonsuza). işin tuhaf yanı, buna bir şekilde karşılığını al(a)mayacak olma riskini bile bile/kabul ede ede başlıyorsun her zaman.

uyuyormuşum. hatırlıyorum: önce beynim uyuşmuştu, sonra ellerim. uyuyordum, evet ve bir öğleden sonra aniden uyandım. uyandığımda acıkmıştım da. sahip olduklarım bir süre yetecek, tamam. sonrasını bilmek istemiyorum, izin ver süpriz olsun.

hani mucizeler? belireli günler oluyor oysa, belki de bir noktadan sonra 180 derece dönüyor herşey, ne de olsa her gidişin bir dönüşü var.

çok yazık oldu, yazıklar olsun demiştik, ve: oldu.

kimse yeterince yakına gelme cesaretini gösteremiyor, ne de olsa "gün batıyor", her yer zifiri karanlık olacak bir zaman sonra-ışıksız ve sessiz, öyle mi?- ve kimse bu noktada geceyi BURDA geçirmeyi göze almıyor.

aileden denilesi insanlar kanımdan olmadığı sürece gerçek anlamda aileM olmuyor. "ne yaparsan yap seni hep sevip yanında olucam" diyen birileri ŞÜPHESİZ sahip olunabilecek en güzel şey.

tahammül eşiği denen birşey: "var", ne yazık ki/ iyi ki. belli bir sıcaklığa kadar ısıtılan kimyasalların bozunması durumundaki gibi, zorlanmaması gereken bir sınır var. ola ki bu sınır aşılırsa -bilinçli ya da bilinçsiz-, sonrasında işler epey değişiyor.

gidişler geri dönüşlerden hep daha alevli, kararlı ve istekli.

kararsızlık, üstüne plansızlık, bir de elle tutulur-somut-istemli yalnızlık= bom!

kimse göründüğü/gösterdiği kadar değil. istisna? YOK! böyle de büyük laf etmek var ben.

her birinizi ayrı ayrı ne yaptım biliyor musunuz?
-özledim
-acıdım
-iğrendim
-unuttum.

Hiç yorum yok: