25 Mayıs 2008 Pazar

ekskulusiv

part: anaydentifayd
taytıl: no süprayzız


sevgili günlük,
devam etmeye karar verdim. soru sorma hemen, bir dur. sirenleri duymazdan gel şimdilik, gel sen beni dinle.

ordaki minik miniminnacıcıcık umut yok mu, ah! ne güçlü şeymiş o, ne başbelası! o minicik hacmine bakmadan, hiç mi hiç aldırmadan bağırıyor bana "heeeyyy! hala burdayım (nanik) aptal! HA HA HA. cesedimi çiğnemeden pes edemezsin"
katil olucam sevgili günlük!

kronik uyanışlarda olduğuma herşeyine bahse girerimlerdeyim. genellikle mevsim başlangıçlarına tekabül eden ve sayısı yıl başına ortalama 4ü bulan o bu kez hakkaten uyanışlardan birindeyim. bunu söylerken bile uyanışımın uyanışındayım bak! bunun bir sonu yok mu günlük? çemberler art arda, iç içe; dönüyor sarmal ve midemi bir garipleştiriyor. lunaparkta 3.oyuncağıma binmiş gibi, sınav sonucu bekler gibi, o ağustos öğleden sonraları gibi, bak aynen şu anki gibi, güçlü ve güzel duyguları sakladığım her seferde olduğu gibi, hayır tatile çıkıyor gibi değil, yok yok kelebekler de değil nedeni, bu ilk yalanımı söylediğimdeki gibi (aynen).

ah günlük, söyle n'olursun, bu ne zaman bitecek. haydi içime su serp, zira buralar uzunca bir zamandır fena halde yaz. öyle sessiz durma, biliyorsun en tahammül edemediğim şey tepkisizlik, biliyorsun değil mi sevgili günlük? "yeter" de sıkıldıysan, "git başımdan" de, "bıktım" de, ya da gül halime, öğüt ver hatta daha da ileri git sen giderken ben geliyordumculuk yap bana, destek ol, ya da kız ya da dalga geç ya da uyar ya da takdir et azmimi. hadi birşeyler yap.
"işte böyle günlük, işte böyle"
ebedi repliğimi tekrarlat bana, hadi.


birıcız ar vikır den vols, yes ay nov det, tu:
bilmez miyim günlük, aylardır ne anlatıyorum ben sana?
her gün zıpladım koşu pistimi ikiye ayıran köprünün üzerinde, defalarca. yıkılması gerekirdi, beni de kendiyle birlikte dibe çekerek kopamadığım bir şehrin sularına gömmeliydi. o şehir ki beni kendisine bağlayan hiç bir ip kalmadı. bir kuş gibi özgürüm oysa, dilediğim gibi göç edebilirim yazın peşinden.
ama devam etmeye karar verdim sevgili günlük, ah, bunu daha önce de söylemiştim değil mi?
senden önce kendimi inandırmaya çalışıyorum belki bilmiyorum, biraz zor ve yorucu olabilir ve fakat herşeye-her birine değecek, işte tam da bu, kahküllerimi darmadağın eden rüzgara karşı beni sırtımdan iten.

en yakın şahidim sensin, ne çok bölündü hayat, ne kadar çok milat..

Hiç yorum yok: