beşinci derece üzücü şeyler

-sabah evden çıkarken telefonu evde unutmak, akşam eve döner dönmez birkaç çağrı ya da hiç değilse bir mesaj görürüm umuduyla telefona koşup ekrandaki türksel yazısıyla göz göze gelmek. (vebenzeri için bkz. mesaj sesini duyup heyecanla açınca göndericinin yine ve yeniden en iyi arkadaşınız türksel olduğunu görmek - türksel beni rahat bırak!!)

-acil olarak yetiştirilmesi gereken bir rapor/ödev/iş nedeniyle haftasonu eve kapanmak, bütün eğlenceli dışarı çıkma tekliflerini vicdanım beni rahat bırakmaz bahanesiyle geri çevirip iki koca gün boyunca olur olmaz işlerle zaman öldürüp tek kelime dahi yazamamak, üstüne biraz keyiflenmek için pazar gecesini cnbc e de bilimum diziyi izleyerek geçirmek, sabaha karşı uyumak, alarmı duymamak, ya da duymak ve onlarca kez ertelemek ve sonunda telefonu pes ettirmek, dolayısıyla pazartesi pazartesi işe/okula geç kalmak.

-bir heves ve umutla yaptığınız kekin fırından 2 cm kalınlığında çıkması.

-kendinizi oldukça yorgun hissettiğiniz bir günün sonunda bütün akşamı yayıp yatarak geçirme hayalleriyle eve döndüğünüz sırada, haftalardır aramayan sormayan arkadaşlarınızın anlaşmış gibi ard arda araması, mesaj atması, buluşmayı teklif etmesi.

-en sevdiğiniz pastaneden aldığınız açık dondurmanın ilk yalayışınızdan hemen sonra külahtan düşmesi.

-öğle yemeğinden sonra dişinizde maydonoz kalması ve kimsenin bunu size söylememesi. yemekten dönüşte diş fırçalamaya üşenme durumunuzun tam da o güne denk gelmesi. eve dönüp aynaya baktığınızda bihaber bir şekilde gününüzün öğle yemeğinden sonraki bölümünü birlikte geçirdiğiniz maydonoz parçasıyla karşılaşıvermek.

-elinizden düşüp mazgaldan içeri kaçan eşyanızı çıkarıp alamamak. çaresizce onu orda bırakıp gitmek.

-dakikalarca uğraşıp her teline ayrı bir ilgi ve özenle şekil verdiğiniz saçınızın sokağa çıktığınız anda şiddetli rüzgara maruz kalıp birkaç saniye içinde duş sonrası formuna dönmesi.

-durağa doğru yürürken yolcu alan otobüsün sizinki olduğunu farketmek, koşarak durağa yaklaşmak, birkaç metre kala otobüsün aniden hareket etmesi durması için el sallamanıza aldırmayan şöförün gözünüzün içine baka baka sizi orda bırakarak basıp gitmesi.