7 Ocak 2008 Pazartesi

"bizler ve sen"

bizler-ve-sen : saat 6..
neden?! bilmiyorum. *yo, belki biraz biliyorum, cesur davranıp neyi/ne kadarını bildiğimi söyleyemeyeceksem de, bildiğimi söyleyebilecek cesareti buldum işte orda bir yerde. hiç yoktan iyi midir? bazı şeyler hiç yoktan iyi değildir.. *tam 6 saat geçmiş demek, öyle mi?-ben bu noktaya takıldım izninizle-peki.. kim ne diyebilir ki..

önce..
o bile! bu bile! ve hatta, hayır dayanamıycak.. bütün bu bileler ağır geldi. hayır, onlar boy sırasına göre "düzülmüş"lerdi! doğru insanlara yönelmişlerdi. -büyüğünü kendi için sakladı!-ama PARDON bunlar yalnızca söz, öyle değil mi? sözden ibaret anlattıkları?.. eyleme tanık olan yoktu zaten, olmak isteyen, yine de inanırlar sandı-aptal (kimse değil-ben söylüyorum.. aptalll!!).. çok düşündü uzun uzun düşündü, bir zaman sadece düşünür başka şey yapamaz oldu .. ve sonra sağına ve soluna üstüne ve aşağıya-360derece harcayarak-her yere baktı, sonra ta içine.. ama bunlar sadece söz öyle de-ğil mi!!

sonra, sabah.
uyanınca karşısında yine onu görmekten korkuyor. "tanrım artık dayanamam- bu-bir-iş-ken-ce!" gözlerini açıyor, gözleri acıyor. neden parlak bu ışık böyle! umut güneşten önce doğmuş bu SABAH, bu harika bir haber! DEĞİL Mİ? neden??? BİLMEM. çok mu garip??? BİLMEM.nerden gelmiş?? BİLMEM. neden gelmiş??? BİLMEM. ona kim git diyebilir, hangi güç! gelmiş, hoş gelmiş.. bulutlara eğilip üflemiş gelişinin şerefine..
bu bir gün öncekiler silindi mi demek? bu bir gün önce olanlar ayrıldı mı demek odalarından? HAYIR! bu sadece daha az can yakabilirler bugün demek.. ortalıkta dolaşacaklarını sanmıyoruz demek.. ama bunlar sadece SÖZ. öyle değil mi.

top oynuyorlar, izliyorum.
şurdaki karşıdakine atıyor, karşıdaki de gerisin geri diğerine.. atıyor, karşılıyor, tutuyor, vuruyor. atışlar, vuruş teknikleri bazen çok yerinde, bazense hiçbir şeye benzemiyor. ama oynamaya devam ediyorlar.. ortalarında durmuş izliyorum. top sola uçuyor sonra sağa, bazen yavaş ve bazen takip bile edemeyeceğim kadar hızlı.. sonra şurdakinin karşısındaki oyuncu yok oluyor! soldaki topa vuruyor, geri gelmesini bekliyor.. karşılık yok. şaşırıyor, tam olarak seçemese de karşısında duran şeklin oyun arkadaşı olduğuna yemin edebilir. belli ki yanılıyor. yanıldığını anlaması biraz zaman alıyor.. "topa çok mu sert vurdum acaba?"diye düşünüyor hatta daha da ileri gidip"sert vurdum ve tutamadı, onu almaya mı gitti?" diyor.. top boşluğa düşüyor-ve sanıyor o an, görmüyor, sadece sanıyor. sesi YORUMLUYOR. yine de bekliyor bir süre, bekliyor, biraz daha bekliyor, biraz daha.. bu arada gidip topu alarak boş(uboşuna olduğunu bildiği) atışlar yapıyor birkaç tane daha.. gerçekte ne olduğunu bilemiyor BİR KAHİN DEĞİL NE DE OLSA.. ve sonunda pes edip, sandığı şeyi yanına alarak çıkıyor oyun sahasından.. olası bir top sesi duymamak için kulaklarını kapatıyor.. kendini tutamaz dönüp bakarsa diye de gözlerini.. bunlar mantıklı mı? BİLMEM. mantıklı olmak zorunda mı? BİLMEM. sadece birden bire yalnız bırakılmış-EVET YALNIZ BIRAKILMIŞ!-bir oyuncu, sahayı terk ediyor.. önce kızgın ve sonra kırgın.

*zaman duruyor sen ilerliyorsan deliriyordun, zaman ilerliyor ve sen duruyorsan ölüyordun.
zamanın ve yaşayanın(hala yaşadığına İNANILAN-SANILANsanmak büyük yanılgı olsa da) birlikte / paralel ilerleme şansı olacak mı?
[cevabı bilinmeyen-küstahlıktan uzak, merakla sorulan SORU.]


*alıntı