1 Ağustos 2011 Pazartesi

kaybetmekten korkuyorum.


üzerinde yürüdüğüm yolu, yolu yürürken edindiklerimi, bu yolda sevdiklerimi, en çok da kendimi!


derin derin nefes alıyorum, sonra kısa kısa, biraz daha derin, ardından kısa. kendimi şaşırtıp içine sürüklendiğim nöbetten kurtulmak için.


ellerim, kollarım, en kötüsü beynim uyuşuyor. ben kendime, bedenim de olduğu yere sığmıyor, taşacak yer arıyorum.


uzak bir yerlere gitmenin ne anlamı kalacak böyle sürerse?


ne kadar uzak kurtaracak beni?


bir yerden verilen hazine başka yerden alınıyorsa/çıkarılıyorsa; VERMEYİN BANA HİÇBİRŞEY, İSTEMİYORUM.


Hiç yorum yok: