1 Aralık 2010 Çarşamba

çok bıkınçsın tathlımmss

her zaman bir (ya da birkaç tane) işaret vardır.
önemli olan nokta;
*doğru yöne mi bakıyorsun? (başka deyişle, işareti görebiliyor musun?)
(evet: işaret gerçek mi? hakikaten orda mı? yanisi, halüsinasyon olmadığına emin misin? (evet: baktın, gördün, sonraki aşamaya geç - hayır: çok işin var) - hayır: kapat şu sayfayı.)).

ben işaretlerimi buldum.
şans eseri oldu bazen, bazen de evin olmadık bir yerinden garip bir ses gelmiş de, elimde ekmek bıçağı, karşılaşmam olası korkunç canavarı bulmaya gidiyormuşum gibi; üzerine yürüyerek keşfettim, inat ederek, çabalayarak, vesaire.
bu noktada yine olay bana-benim irademe/seçimlerime geliyor.
gördüğüm işareti görmezden mi gelmeliyim yoksa değerlendirmeli miyim.
görmezden gelmenin türlü sebebi var: yorgunluk, 2.şansa(bunu 7-8e kadar götüreni de var)inanç, bizzat şahsi görüşte hata aramak, yorumlayacak kabiliyeti bulunmamak vesaire.
ya da değerlendirmek, ve sonucu -en önemli kISım bu: HER NE OLURSA OLSUN- kabullenebilmek, sindirebilmek.
bir ya da iki kez görmezden gelebilme yeteneğine sahipsem de eninde sonunda olan şey değerlendirmeye geçmek, kişiselleştirmek gerekiyorsa.

bir tek kabul edemediğin/olumsuz bulduğun şeyi sana hediye edelim, hadi deseler şüphesiz: görmezden gelmemi sağla, hadi derdim.
böylece ben de şuursuz kararlar veren, kendini kandırmacı mutlu kesime dahil olabilirdim.

Hiç yorum yok: