25 Mart 2010 Perşembe

namanen

ROLANhayat, profeşınıl sorumluluk etiketi altında enerji harcama ve (bayıla bayıla değilse de hevesle el attığım) ev düzenleme işlemlerinden ibaret bir zamandır.

mart ayı başlarında baş gösteren müdürsüzlük yüz hatlarımda (kişisel ve profesyonel bazda varolan özlemden mütevellit) zaman zaman küçük emrah etkisi yaratsa da, YIKILMADIM, AYAKTAYIM arkadaaşııığğm.

bu süreçte dudağımın çeşitli koordinasyonlarında küçük sevimli uçuklara(!) neden olan (bu dudak bu sene çok uçuk yaptı) taşınma, yeni düzen kurma& uyum sağlama, müdürsüzlüğe alışma, ve bazı başka bir takım "-ma, -me" lere rağmen, hayatım son zamanlarda, gümbür gümbür değildiyse de, gayet güzel süregeldi (tahta hemen önünde işte, lütfen).

ovırdoz düzeyde kişisel meselelere konsatre şekilde (sağdaki çok tatlı değil miiiie?? (O DAHA TATLI OLMAK ZORUNDA ÇÜNKÜ BEN ONU ALDIM (markafonimania))) tükettiğim mart ayı boyunca sürdürdüğüm izolasyonist hayat tarzı akabinde, bugünlerde, güneş ucundan gülümsemesini paylaşırken biz yazçocuklarıyla, işte yine bahar ve işte yine: "hoşgeldin maymuniştah. merhaba."

bu kadar yeter..
ÇOK ÇALIŞIYORUM, EV DÜZENİNDE TAMAMLANMAMIŞLIK FALAN YAŞIYORUM AMA ÇOK İYİ HİSSEDİYORUM DOSTUM!

mart ayı süresince, kendimizi görmemişçe kitaplara (resmen kapıya kitap yığıcam çok zengin olsam, öyle bir KEKOYUM AMA PARA BENDE mantalitesi hakim şu günlerde bünyeye) kaptırdığımız, filmden diziye koşup zaman zaman da 7.sanata yumulduğumuz bir dönem akabinde, ELBETTE Kİ TAVSİYE MANYAĞI YAPICAM SENİ!

nasıl ki?

şöyle Kİ? (ben gramer biliyorum kekoca gözüne sokarım bir de böyle gramer bildiğimi anlamındaki ki, büyük yazılır).

distrinct-9


şimdi senin çevrende de böyle "distrinkt nayn mı? yeaaa çok kötü film o be, boşveeer.. zaman kaybetme onu izlemekle" falan diyen kendini bilmezler olmuştur kesin. arkadaşım.. sen onun bunun lafına bakma bence.. haa, ben şimdi sana bu film çok güzel bak illa ki izle diyince ne olucak? hiçbişey (çelişkini yerim). peki neden? çünkü ben o bu değilim :)
az açıklama çok kritik diyorsan: film oldukça iyi. kurgu da, görsellik de, senaryo da on üzerinden min.8i hak ediyor.
DİNLE BENİ, İZLE ŞUNU (emir kipi lavır).

haruki murakami - sahilde kafka



henüz bitirmediğim bi kitabı burda öve öve bitirememek ne denli kendinibilir bir davranış yorum yok. ama şu var, bahçe duvarına tuğla niyetine eklenebilecek bu kitap hacmiyle göz korkutmayı bırak, tam tersine, 180 derece yönüne, yüksek doz sürükleyiciliğiyle sende manasız istekler uyandırıyor (benim gibi toplutaşımaokuyucularında, bomboş yollara denk gelinen vakitlerde "üff.. bu ne ya? nerde istanbul iş çıkışı keşmekeşliği ha? şimdi zırt diye geçeriz de biz köprüyü.. bak işte fsm açıkmış, çamlıca yoğunmuş.. öf keşke 251e binseydim" gibi manasız, mantıksız ve yersiz kelamlar tüketilmesine neden olabiliyor).
sonunu ÖLESİYE MERAK EDİYORUM. ama hala evde okumaya devam etmiyorum. ne iş? (türkiş (manidar de kendini kandır)) ve okuduğum kadarıyla 9,5tan 9,5 (yok öyle yuvarlamaca. ha, saat 9u10 geçe "kalk nurcan hadi saat 10 oldu" diyen anneme gelmez bu işler ama annemi karıştırma sakın bu işe (yersiz çıkış)) veriyorum.
çok pahalı bu kitap yaa ile gelme bana, baştan uyarayım.
idefixte kampanya var (alışverişini yapmış olduğumdan kelli,"tükendi" etiketini görür müyüm ki korkusu yaşamayan insan kafasında, gönül rahatlığıyla duyurabilirim artık bu haberi)

parks and recreation


leslie knope'un (ortadaki sarışın hanımkız ("2051den geliyorum", "merhaba, ben emekli ruhsatlandırma müdürü nurcan")) çalıştığı birimde oldukça yersiz kaçan "olayları ele alıştaki ciddiyeti", ron'un (bıyıkadam) süprizleri, april'ın (işte şu memnuniyetsizlik ifadesini "üzerinde iyi taşıyan") ne halt ediyorum ben burda (aslında tam olarak: ne halt ediyorum ben dünyada?) halleri, tom'un (bitter one) sonu gelmez denyolukları, mark&ann'in (geriye zaten 2 kişi kalıyor arkadaşım) normalliğiyle (kime göre neye göre klişesiyle gelme bana. lütfen. rica ediyorum) dengelenemiyor, yamuk yumuk, absürd, komik olaylar bol h li - bol a lı (ahahahhahahahahahahhahahahhahaha stayla) gülüşmelere neden oluyor. kendini izlettiriyor azizim. İZLETTİRİYOR! o zaman sana puanım 9 kanka!

bunların dışında: (daha çok uzatırdım da, daha nice görselve yorumsal şöleni senle paylaşırdım da.. MEŞGULÜM DOSTUM, iş yerindeyim ve üzerimde çok yük var (duygusömürüsü rulz) NATIRDAMIN KAMBURU KURSUNDA İLK KURU BİTİRDİM VE HATTA)

diyeceğim şu ki:

-paul auster - görünmeyen (7/10)
-milan kundera - varolmanın dayanılmaz hafifliği'ni (9/10)

okuyabilir,

-moon (9/10)
-perfume (9,5/10)
-tony manero (9/10)
-the fall'u (9,5/10)

izleyebilir,

-office (9/10)
-lie to me (8/10)
-bored to death'i (8/10)

takip edebilirsin.

dur daha çoook önerim olucak sana, öneri manyağı yapıcam kızım seni, oğlum sen anla.
hadi arkadaşım.. daha ne duruyosun orda..


şş , bu arada
YAZ GELİYOOO İŞTE NAAABEEEEEEEEEER?!


edit: saksesfulu yanlış yazmışım. pfizerın beni reddedişi boşa değilmiş. HA HA!

Hiç yorum yok: