25 Kasım 2009 Çarşamba

N.S. iki kişinin bildiğine iki kişinin bildiği denir.

çemberleri "daha çok daha çok" mantığıyla çakıştırmaya çalışmanın manası yok. olduğu kadar mantığıyla.. hm nasıl derler sizin orada? ZOR O BİRAZ. listede sıra sürekli değişiyor, önemli olan listede olmak değil, anlatamıyorum galiba. at gözlükleri? at gözlükleri hadi'ye istinaden, "oley, peki, oo hoooo, seve seve". sanki yeşil hırkalı bir dağa çıkmışım, çok derin bir nefes almışım, sonra bağırmışım: sesimi duyan var mı? "beni duyan var mı?" bu, benim yankım mı? geleceği gördüğüm rüyaları istemiyorum. rüyamda her ne kadar daha iyiyse de (görece görece) herşey, biteceğini bildiğim şeylere tahammülüm yok, anla işte. bırak anlaşılmazlı meraklı endişeli hayatımıza kaldığımız çözmeye hevesli bölümünden devam edelim.

soru şu: bu uçsuz bucaksız dansta bana eşlik eder misin, yoksa mesafeli sandalyelerimize mi geçelim yine.

Hiç yorum yok: