24 Haziran 2009 Çarşamba

can vs could

"burda bırakıp gidebiliriz" diyor, "herşeyin akabinde yine ayağa kalkabilir, şunun yüzüne bir baksana..". sessizce bırakıyorum birikenleri elimden eline, uyanmasın ve caydırmasın diye.
uzaklara gidiyoruz sonra, uzak dediğin nedir ki "birkaç kelime"lik mesafe. uyanışını izliyorum. gözlerini açıyor(sun), şaşırıyor(sun), unutuyor(sun). mükemmel (pf).
başladığım noktaya dönmüş gibiyim, çember tamamlanmış.. şimdi zincirde diğerine geçmek lazım geliyor. lazım geliyor. kime lazım bilmiyorum, emirlere uyuyorum. uymazsam "zaman ilerliyorken ben durmuş gibi hissediyorum"*
mesafe artarken, yeniden karelere, dairelere, kümelere dönüşüyor hayatlar(ımız). ortak alandan çekilirken hisler her biri ayrı merkezlere, kesişim boşalıyor ve iki noktadan bir doğru geçmiyor bundan böyle. neyse ki (?) ne yazık ki (?) ne önemi kalmış ki (.)
uzağa gidiyoruz sonra, sen başka, ben başka. uzak dediğin mesafe nedir ki. birkaç "yersiz" kelime.

3 yorum:

Chopartypical dedi ki...

bana göre uzak varmaya üşendiğimiz mesafedir.

Banu Eskinazi dedi ki...

iki üç yazındır şu duyguyu hissediyorum..keşke facebooktaki gibi like butonu olsa...ben her seferinde diicek bişii bulamıyorum ama ohannes diyorum ne de güzel yazmış_____sen habersizken dokunmuş bi sözün burdaki bana:)

eFeNDi-Ci dedi ki...

@chopartypical: uzak birkaç kelimeyle, birkaç "nanosaniye"de, varılabilen bir yer ve söz konusu uzak, kilometrelerden daha "öte" ne yazık ki özkan.

@mavikush: hangisi daha iyi/kötü (göreceli ofkors) karar veremiyorum. bu postta söylenenvarileri söyletenleri yaşayarak yazılanları yazabilmek mi, öte yandan şahane şeyler olurken en güzel kafayı yaşamanın yanında anlam verilemeyecek denli zırva-saçma kelamlar sıralamaktan öteye gidememek mi.
şahsen öyle güzel anlar yaşayayım ki yazdıklarım saçma sapanlıktan öteye gidemesin isterdim. (btw, teşekkür ederim)