16 Mayıs 2009 Cumartesi

teleshope (yoksa gözünde büyüten ben değilim..)

var mı bana yan bakan.

dün gece rüyamda gördüm seni, başarıyla tamamlanmış itirafım karşısında (at the end!!) beklediğim şaşırmışlık ifadesini bulamadımsa da güzel yüzünde, uyandığıma memnunum.
bir çığ gibi yukarıdan aşağıya, beynimden kalbime ve kalbimin uçsuz bucak çöllerinde dönerek ilerleyen çalılar gibi (terkedilmişliğin ıssızlığın bir numaralı kanıtı, klişeyse klişe..), bir varsın bir yoksun işte..
hergün su veren benim oysa sana, büyümene yardım eden, yataklık eden, sebep veren, içimde. ölümüne göz yumsam, açlığına, büyüme aşkına, çoktan boyut değiştirmiş - kim bilir, belki huysuz belki tripli bir tatlı ötesi kahverengi kedi olarak- geri dönmüş olacaktın çoktan yeniden, yine, bana, "ben"e..
çoklamaların her yeni bölümünde olduğu üzere, daha iyi, daha donanımlı, bağışıklıkları yerle bir edecek ölçüde bir güçle!
bir kez olmasına izin verirsen, bir kez geçilmesi şiddetle yasaklanmış sınırı geçersen, geri döndüğünde, aynı kapıdan aynı kapı kolundan geçip geri adım yürüsen de/bile topraklar değişiyor. ben bunu yazarken, işte bunu yazarken de, bak şimdi de değişti, ve yine. işte şimdi de.
hiçbir zaman aynı anı aynı "anı"yı yakalanmayacaksak -gereken koşulları sağlasak da- geri dönerek, o zaman sustum, sen de sus işte.

dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe, sırf sana benziyor diye, gidip hiç olmamışlığını bu hallerine tercih ederdim dedim. anlam veremedi, tıpkı sen gibi..

Hiç yorum yok: