23 Şubat 2009 Pazartesi

sanıyor musun ki?

"sen unut geçmişini ben aklımda tutarım
adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
adamım bu küçük işlere ben bakarim, yakarım"*


bugün öğleden sonra kilisenin sokağından inerken aşağıya, izmire doğru, bu sözler vardı kulaklarımda. birini diğerine, hepsini birbirine.
geçen sene bu zamanlar?
geçen sene bu zamanlar aynı şarkıyı dinlemiş, hatta bloğuma yazmışım tam bugün. değişenleri düşündüm. hayatın beni ne kadar dirensem de, kontrolü ele geçirmek için gereken&gerekenden fazlasını yapmaya gönüllüyüm desem de, istediği yere sürüklediğini gördüm. geçen sene bu zamanlar sabahı sabah yapmamı engelleyen bir heyecanım vardı. kalbim rutini bozuyordu sıklıkla. işim başımdan aşkındı. korkuyordum ve korktuğum kadar çok tutunuyordum hayatıma. bazen çok bunalıyordum ama çoğu fiziksel nedenlerdendi. gözlerimin parladığını söylüyordu o çok sevdiğim insan. geçen kış da yaz gelsin çılgınlığı yaşıyordum ama yazın getirecekleri önceden belirlenmiş şahane şeylerdi. güven vardı. umut doluydu. umudumu kaybettim demiyorum, ama belki, biraz.. yönümü kaybettim..
hiç bu kadar çok, kendimi dışarı çekip, durduğum yere bakarak zaman harcamamıştım, yönümü çabuk bulamamaktan korkmamıştım, bu kadar yorulmamış ve bu kadar güneşe ihtiyaç duymamıştım.
şimdi gerçekten ölecek gibi hissettim işte.
burda birşey eksik? ne dersin.
ben söyleyeyim.
bir uyku arası, bir virgül öncesinde.


ölü ölmüş ve yangın yanmışsa, sana da iyi geceler gece.

Hiç yorum yok: