11 Ekim 2008 Cumartesi

stop.

otobüse bindim. akbilimi evde unutmuştum. akbil ya, hani şu aptal görünüşlü, lavabo temizleme fırçası kılıklı turuncu şey. yanımda nakit vardı neyse ki. bozukluklara uzandım. kotumun ön cebindeydi. sol tarafta. sağ elimle 748274983274039274073 insanın dokunduğu yere dokunuyordum çünkü. bozukluk cebimdeydi. kredi yetersizliği için orda uslu uslu bekliyorlardı. ödedim ve ilerledim. ilerlemeliydim. lütfen ortalara ilerleyelimdi çünkü. ilerledim. 823789566842749 insanın dokunduğu yere dokundum. sıkıca tuttum orayı. düşmemeliydim. düşmek insanın canını acıtıyor. bir de yüzünü kızartıyor. tuttum ve düşmedim. bana bakıyordu. ne bakıyosun ya üf bakışımla selam verdim. bana bakmayı kesti. bana bakmıyordu. bir daha bakmadı. kemerden geçtik yine. makinemi evde bırakmıştım. üzüldüm. makinemi daha sık yanıma almalıydım. almalıyım. alıcam. makinemi daha sık yanıma alıcam. çok fotoğraf çekicem. daha az kıskanç olucam[ :) ].kıskanmıycam. ben kıskanç değilim. kıskanmam ben. ben kıskanmıycam. çok hızlı gittik. otobüsle. tabelaları okuyamadım. tabela okumayı sevmem. ilkokula başlamadan önce öğrenmişim ben okuma-yazmayı. o zaman çok okurdum. benim genç gözlerim vardı. teyzeminkiler yaşlıydı. tabela okurdum ben. eskiden. hızlı gittik. herkes indi. tek tek indiler. duracaktı. durduk. indiler. otobüs sıcaktı. dışarısı soğuk. tabelaları okuyamadım. tabela okumayı sevmem. butona bastım. durdurdum. otobüs durdu. indim. yürüdüm. durdum. baktım. yürüdüm. düşündüm. sıkıldım. yürüdüm. durdum. oturdum. ice tea yoktu. nestea aldım. nestea sevmem. ice tea severim. limonlu içmem. önyargılıyım. önyargı yaptım. şeftali aldım. içtim. buz gibiydi. ben buz gibi nestea şeftali içtim. kalktım. durdum. düşündüm. sıkıldım. çok sıkıldım. yürüdüm. durdum. sıkıldım. yürüdüm. baktım. durdum. kızdım. küfrettim biraz. saat geç olmuştu. çok insan vardı. saat geçti ve insan vardı. şaşırdım. sıkıldım. karşılaştık. şaşırdık. ne diyeceğimizi bilemedik. durduk. baktık. ilk konuşan o oldu. bana merhaba dedi. gülümsedi. gülümsedim. birşey söylemedim. gülümsedim. biraz daha gülümsedim. sonra elimi tuttu. gidelim dedi. gittik. köprüyü geçtik yürüyerek. köprü uzundu. konuştu. dinledim. sustum. konuştu. daha çok konuştu. çok anlattı. çok sustum. sonra durdu. ben de durdum. konuşmayı bıraktı. ben de susmayı bıraktım. elini çekti. eline uzandım. elini çekti. üzüldüm. yüzüne baktım. sustu. biraz daha baktım. durdu. yüzüne dokundum. uzaklaştı. durdum. durdu. sustum. konuştu. elime uzandı. çekildim. durdu. durduk. bıraktım. durdu. uzaklaştım. durdu. bağırdım. durdu. sustum. sustu.

Hiç yorum yok: