30 Temmuz 2008 Çarşamba

blablabla..

"sonunda kıçımı kaldırıp kendim için birşeyler yapmaya başladım."

sonbahar a yakın ilkbahara uzaktık. amaç değilse de "neşe dolmama" araç olan "birşeyler" tükenmeye doğru hızla yol alıyordu. -herkesten aynı adım uzaklıkta durduğum- bir çemberin ortasında buldum kendimi; ya kendim koymuştum BENi oraya/ ya da orda durmam söylenmişti. kahküllerim dağılıyorken (başımda o denli güçlü bir "kavak yeli") ellerimle başka şeyleri tutmak zorundaydım. rüyalarımdan nefret eder oldum sonra, unutmaya çalıştıklarımı gözüme soktuğu için. listeledim yeniden, artı artı artı, eksi eksi eksi.. eksi? uzun uzun koştum, çok yoruldum, çok susadım, nefesim kesildi, kaçtım sandım ve fakat döndüğümde gördüm: gölgesi hala peşimdeydi (bir yerlerde güneş batıyor olmalı, nasıl bana kadar uzanabildi!!). yine de!

dudaklarımdan çıkan: yine de!
demek ki hep bir yol var, o çıkmaz sokaklar hi-ka-ye :)

Hiç yorum yok: