28 Temmuz 2008 Pazartesi

şaşırmak: sırayla!

savunacak tezim kalmadı, hem sana hem ona! (çok daha uygun haliyle; ne sana ne ona)
bir yerinde boyun eğiş giydim üzerime, zamanlaması mükemmel çünkü az zamanda çok işler başardım, ve şimdi savaşacak (ne uğrunda ne de karşısında) gücüm yok gibi sanki. bir gizli bölmede saklanmış bir paket zor günler için gücüm var mı bilmiyorum, zor günlerden uzak olduğumdan anlayamıyorum da.

da :)

gülümsüyorum çünkü okulu bit(ir)miş (bütün dersleri 5 gelmiş!!) ve kararsızlık yaşadığı mevzular sadece ve sadece: tatilde ne yapsam, nereye gitsem, ne yesem, kimle takılsam (kimle en iyi arkadaş olsam bu yaz?!) durumları olan bir velet tadındayım bu aralar..

bir miladın (daha) ortasında bu modda takılmak ne denli yerinde bilemem ama kendime engel olmak adına yaptığım HİÇ BİR şey yok, böyle bir isteğim DE yok aslına bakarsan.
ne demişler, "ne kadar az milat, o kadar çok tat" a-ha-ha!

hayatım paramparça. bir dolu "öncesinde & sonrasında" içermekte ve bu beni deli etmekte. zira zaman zaman hangisinin öncesinde neyin sonrası ve bu sonranın akabinde hangisinden öncesi vardı hatırlayamıyorum. neyse, daha fazla karıştırmamaca.

benim için hayatımın söz konusu şu döneminde sabah sabah şeklinde adlandırılacak bu saat diliminde şaşırdım yine! reflekssel.. ya da alışkanlıksal.. ya da ehhhh!

üzerine düşünmüyor ve planlamacaya girişmiyorsam da,
senin zamanın: yakında!
bu işler son derece sırayla, bilginize.

Hiç yorum yok: