18 Aralık 2007 Salı

dur dön bak

+önce bir soru sormalıyım
- (olası bir peki)
+gerçekten böyle mi?
-
+peki, bir soru daha.. emin misin?
-...


.................................


çıkardım ve hayatın sesine kulak verdim (başta) biraz isteksiz, biraz irade-dışı, biraz da öyle böyle işte.. sonra hissettim,daha hissettim, yalnızca onu hissettim. sonuncusunun üzerinden yıllar geçmiş gibi geldi, oysa bir tek elimle sayabileceğim bir zaman ölçütünden bahsediyoruz..

soğuk bir rüzgar gibi çarptı yüzüme, kızardım.. derin bir nefesle içime çektim, orda üşümeyecektir şimdi.

hergünü 3le çarp, 3 yetmez hayır 7 ile. 7 tane olduğunu söylemiştim, işte bu sonuncusu. artık özgürsün, pılını pırtını topla [birçoğunu alıp götürdün zaten, olsun.. geride başka (bir) parça (dahi) bırakma] ve git. hadi.

[dolmuşun penceresinden bakarken gördüklerim gibi; aniden görüş alanıma girdin ve gittin. belki duran sendin, uzaklaşan ben, ne farkeder.. vardın, şimdi yoksun- bu kadar. duran sen yürüyen bensem bana eşlik edebilir, duran bensem de öylece çekip gitmeyebilirdin.. öyle böyle.. söylemiştim]

oraya baktım, sonra bulanıklaştı görüntü.. sık sık başıma gelir oldu bu bir zamandır, gözlerimi kapatmak zorunda kaldım, kaşlarımı çatmamak için zorladım kendimi, derin derin nefes aldım, bütün sesimi içime vererek benden tarafa bakmalarını engelledim, vesaire. zor olmadı, hemen hemen uzmanlaştım bu konuda.

öylesine yarım bırakıldı, bir yanı ısırılmış elma gibi renk değiştirdi sonra.

bu bir yana, dahası var. daha çoğu. daha çok demek daha çok demektir, orda daha ne kadar yer kaldı. boşver de orda kalan yeri, orda kim kaldı?

bedenimin üstüne hakim bir titreme başlıyor yeniden. birşey içeride durmaktan bunalmış sıkılmış yorulmuş, yukarı çıkmak istiyor. peki. yumrukluyor, bağırıyor (bunları yapmasına gerek yok ki, söylese "birşey söylese" onu kuşlar gibi özgür kılabilirim..)-korkudan mı kızgınlıktan mı yoksa sadece sıkıntıdan mı yapıyor bunu, bilmiyorum- ve durduramıyorum. ellerimiz buluşamaz, kulaklarımı kapattığımdaysa daha da yükseliyor - içerde - yankılanıyor sesi. ne zaman geleceğini kestiremiyorum, üstelik boşuna bir savaş bu. bir anlasa aynı tarafta olduğumuzu.. dahası bir "karşı taraf" ın olmadığını.. öylece duruyoruz işte bir adadayız diyelim misal, bütün kıyılara eşit mesafede..

"i want to be wrong but - no one here wants to fight me like you do"

özledim seni kimseyi özlemeyeceğim gibi.

Hiç yorum yok: