bütün köprüler yıkılınca ne kalacak merak ediyorum. tek tek yıkıyorsunuz. yıkıyorum. yarışmıyoruz, nöbet de tutmuyoruz ama olan bu. bu da bir çeşit msf rejimi diyerek kendimi kandırmayacağım şimdi. öylece durup izleyeceğim ama. gücümü enerjimi geçmişi yorumlamak ya da gelecekle ilgili kurgular oluşturmakla harcamayacağım. şimdilerde kullanmak üzere cebimde tutuyorum, evet bunu da yeni icat ettim. sizinle bir şimdimiz var mı? bilmiyorum ben. size sormak da gelmiyor içimden. görmezden geleceğim. gelemesem de geliyormuş numarası yapacağım. evet artık ben de numara yapacağım, ne mutlu! bir kaya gibi durdum-duruyorum, içimdekini görmüştünüz ya çok kez, hayır ben öyle sanmadım görmüştünüz, bunu ikimiz de biliyoruz. ondandı size ebedi bir ünvan vermem.. durdum, aşındım, burdaydım hala da burdayım.. uzaklara gidip geldikten sonra, bu sertlikten bu kıpırtısızlıktan rahatsız oldunuz, oluyorsunuz, peki, lütfen o halde gidip bir başka kayaya yaslanınız. ya da bir avuç toprağa, ya da çamura-orası sizi ilgilendirir. yakınıma uğramayınız bir süre rica ederim, uğrarsanız da tanımıyor numarası yapınız, zira bu zor olmayacaktır sizin için. lütfen diyorum, rica ediyorum. bakın nasıl da değiştim, şimdi ıslak ve yaşlı bir kayayım!
ve şimdi beni yalnız bırakın.
kendime not: bu kışı hiç unutma. zaten unutmayacaksın ama, unutma olur mu.
10:39 edit i, bir gecenin ardından : sola dönüp şaşırdım ve sağa dönüp de, nereye dönersem döneyim çıkmadı aklımdan yapmadığınız. geceye baktım, sonra odama.. sonra müzik dinledim, saçımla oynadım, kalktım, yürüdüm yeniden uzandım ve sonra direnmeyi bırakıp kendimi geçmişin görüntülerine teslim ettim çaresizce. bir küçük parçayı orda harcadım, cebimden harcadım.. hala şaşırdığıma inanamıyorum. oysa ki tarafınızdan daha önce de bu durumda bırakıldım, daha önce de şaşırtıldım sayısını hatırlayamadığım kez.. 2.çoğul şahsa terfi ettiniz- inanın bunu siz istediniz! rakamlar çok fazla olmaya başladı.. hep aynı cümleyle çevrildi sayfalar: bu kadar kolay mı? bir soru işareti ardında çünkü merak ediyorum bu kadar kolay mı? nasıl olur? bu kadar kolay mı? bakın nasıl da tekrarlattırıyor kendini, durmadan sorası geliyor insanın: kolay mı bu kadar?
yanlış bir yöntem artık biliyorum. o yüzden sadece soruyorum, cevabı tahmin etmeye yanaşmıyorum kesinlikle. ne yapabilirim? elimdeki olanakları biliyorsunuz, enerjimi düşüncesizce harcadım ağustos böceği gibi. cömertlik değil israftı yaptığım.. şimdi zor olana geldim, kalan sadece kırıntılar.. bir adi pazarlık gibi. bana bazen öyle geliyor. bütün bunlar beni ilgilendirir. evet. problemse de benim, problem kılığında kandırmacalarsa da-aynen- benim!.
kalkanlar korunmak için değildi. ama eskimiş olmalılar-işe yaramadı. indirmek için başka limanlar mı aramalı?
unutmaya programlıysa insan, notlar asmalı panosuna-mürekkebi kendinden yazılar-haklı..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder