7 Eylül 2012 Cuma

give it away

oha.
sanki yüzyıllar olmuş beynimin teri bazı birtakım kelimelerimi buraya aktarmayalı.
olagelmiş, gelegiden, sürebiten, biteyazan.. yığınla şey vasıl olmuş o yandan bu yana, ordan buraya.

o hayat isimli bütünün ufacık bir kısmına ait, çok mühim ve fakat kısa süren o şeyi atladığında, tamamladığında, artık ona ne dersek diyelim.. sanki 10 yıl yaşlanmış gibiyim.

hala "çok uzaklara gitsem" konseptli hayallerim, bazen umutlarım, bazı bazı da planlarım olmuyor değil ancak şimdi biraz daha, az daha.. neyse.

yerimde saydığımı hissettiğim bir anda yaşanan bu geri dönüşte, çok açık, neşeli, huzulu, stabil cümleler bekleme benden. nasıl ki tutamadım kendimi geçen geceki taksi-dolmuş kaosunda, çok daha mühim ortamlarda da yaşamaktan korkuyorum aynı şeyi, içimde bir mecazii hulk peydah olmuş. keşke madden de yeşersem de üzerine, devleşsem de, mutasyona atabilsem böylece suçu, "beni benden alan bazı başka denklemlerdir dostum" diyebilsem.

mütevazi, naif şeyler düşünürlen ağzımdan kocaman şeyler çıkıyor. kaçan kelimeler ardından bakakaldığım trenlere yetişiyor, neden ve sebep buluşuyor böylece, bense geride, orda öylece.
mal gibi. tek başıma. ta iliklerime değin..
elimde olanı beğenmediğim, bazense orda tutamadığım oldu, oluyor.

"sus" diyorum, eskiden "neden susuyorsun"du sarfedilen.
dur diyorum, koşasım kalmadı.

anlamıyorum bu bendeki her yılı 2 yıla eşdeğer yaşamışklık tribini. öf kere..

Hiç yorum yok: