12 Ağustos 2010 Perşembe

=(printer + writter) / 2

bazen muhteşem birşeye tanık olup onu anlatamıyorsun ya hani, yanında sana eşlik etmiş görgü şahidi oluyor sadece yanyana getirdiğin harflerin tanık olunan duruma ait anlamlarını çözecek yegane kişi, sen her ne kadar "edebiyat parçalasan da", işte öyle anlatamıyorum şimdi sana düşündüklerimi.
biliyorum ki ben ne desem, "hayır öyle değil" olacak cevabın. bak işte, şimdi bile.
söyledim; "içinden ayıklamak" istemiyorum, "rastgele" elime çarpmasını da. uğraşmak istemiyorum. çalışmak istemiyorum birşeylere. uğruna parmağımı bile kıpırdatmak sahteleştiriyor herşeyi. gidecekse, lütfen, geldiği gibi.

Hiç yorum yok: