9 Aralık 2009 Çarşamba

enclosed

selam,

açık açık konuşalım.
şimdi (ah.. en sevdiğimden), (+ ne konuşması "sen vereceksin.. vereceksin ayarı, ben "bişey bişey".." diyorsan, ÇIK. çık! bak hala okuyo, git hemen. istemiyorum burda seni)
bazı şeylerin önüne geçilmiyor, geçilmesi mi lehimize orası da ayrı ve fakat gün geliyor olmaz dediklerimiz oluyor/ cepte gördüklerimiz (cebi delik*) kayboluyor. bundan mütevellit şaşırmak eylemini ne kadar az gerçekleştirirsen o kadar yararına, fyn*

çok uzun zaman önce "hayatta.." klasörüne yarı kendinden emin yarı küstah gülümseyişim eşliğinde kaldırdığım ("kaldırdığım"..) birşey yeniden günyüzüne çıktı yakın bir tarihte; tozlanmıştı, sararmıştı, okunmaz hale gelmişti neredeyse (mübalağatör mode: on*), gel gör ki (ne sen gör ne ben göstereyim aslına bakarsan, kopyasında herşey yolunda ama.) eski etkisinden, son sürat edilgenliğe sürükleyişinden zerre birşey kaybetmemiş, daha da güçlenmişti ve sanki.
çaresiz denemez ama merakla boyun eğdim, çok yorgun ve fakat delice aktiftim.
zaman geçti, zaman ilaç oldu, zaman gösterdi.

biliyorum ki bu birinci sınıf bir deneyim.
sınıf diyorsam, etki seviyesine istinaden.

ama*

*her zaman söylenildiği gibi, bir ama varsa hiçbirşey tam değildir, ve amalar, ne yazık ki HEMEN HEMEN her yerdedir.

Hiç yorum yok: