3 Haziran 2009 Çarşamba

burala eskidEn dudlukudu*

*123uda 3 adet çeşitli alanlara dağıtılmış hawaii style gömlekli eşarp takan kadın var idi. hepsinin kucağında bir bebek :s biri klonlanmış zaar.

*tooman seni geçmişe gömdüm sanıyor idim?

*bir hastalığın korkunçluk katsayısı "yolumun üstü la, bırakayım seni" kandırmacalarıyla bünyeyi ölüme sürükleme hızıyla doğru orantılıdır. ne diyeceğimi unuttum desem?

*şöfeer şöfer geldi aklıma durup dururkene :s

*evde firestarter dansı yapıcam diye boynumu kullanıma kapattığım dönemleri hatırladım, hey gidi. biz de bir zamanlar gençtik diyen 80likler geldi aklıma bak şimdi de. pf.

*ilkokul-4'ten bu yana kendimi böylesi gaza getirmemiştim belirlediğim bir hedef için, korktum kendimden. istanbul tepelerinden tepe beğenmece, çıkıp sen mi büyüksün ben mi demece?

*senin de görünmezlik tüşörtlerin var mı? hani bakmayın bana saniyelik dahi olsa, hani keyfim yok dokunmayın bana tüşörtü? bakışların içinden geçip gitmesini, sende kalmamasını sağlayan?

*evden çıkmam gereken saatten 25-30 dk önce uyanıp da herşeye check atarak yola koyulduğum vakitlere bayılıyorum. büyük bir iş başarmış edasını takıyorum fular niyetine. ayrıca her sabah kıtadan kıtaya geçmeyi de marifet sayıyor, sarfedilen efor, kıyamadığım uykumdan verdiğim onca ödün ya da belki sabırtaşlığına yaptığım ruhani yolculuktan.. bilemiyorum birincil nedenini ama kendimle gurur duyuyorum resmen!

*umbrellayı her dinleyişimde o bol yıldızlı gecede tekneyle derinötesi karanlığa açılışımızı, let me kiss you ile proposal dönemi ve cenk i (büyük çabaların ardından gelen büyük zafer heheyt), session ile alsancak sokaklarını, here in my room ile tez sıkıntılarının sona ermeye vardığı o şahane anları hatırlıyorum. sabah-akşam güzel anları hatırlatan bu ve gibi şarkılarla o yol nasıl geçiyor hiç anlamıyorum.

*en son sinemaya ne zaman gittim?hatırlamıyorum. net, normal hayatlı insanlara bir avantaj sağlıyorsa da (olabilir, diyemem bişey) alışma sürecindeki, tanıdıklarından farklı bir şehirde, yalnız yaşayan insanları asosyallikte dibe vurdurabiliyor.

*ayakkabı seçiminde, baş parmakla ayakkabının ön ucundaki mesafe, ayakkabı sahibine karşı beslemem muhtemel sempati ile ters orantılıdır. biline. ayakkabını seç öyle gel* mesela..

Hiç yorum yok: