24 Aralık 2007 Pazartesi

bir arkadaşa bakıp çıktım.

söyleyecek başka birşeyim yok aslında. hepsini duydun, bunlar onların türevleri olabilir yalnızca, ama yine de söylenecekler "hep aynı şeyler" de olsa, senin son zamanlarda bir milyon kez tekrarladığın gibi. sadece hala şaşkınlığı atlatamadım, bu kadar yıkıcı ve kırıcı olacağını düşün(e)memiştim. istediğim huzurdu, bu değil. istediğimin bu olduğunu sanman bile artık hakkımda ne kadar alakasız fikirlere sahip olduğunu göstermeye yeter. sadece bu bile yeter evet.
bu kadar yalama olmuş, deşilmiş, başka şekillere sokularak çirkinleştirilmiş bişeyin arkasından söyleneceği gibi yazık diyorum. ne gıcıklığına ne başka bir amaç güderek -sürekli açıklama yapıyorum çünkü artık beni bilmediğini açık ve net görüyorum- değil. sadece içim acıyarak, içim acıyarak yazık diyorum. kızgınlığım geçti, şoku da atlattım gibi, -atlatırım akşama kalmaz-, şimdi böyle garip birşey kaldı işte içimde, yazık dedirten.garip bişey işte. iç burkucu.
ben sana çok çok çok çok çok kızdım çünkü insan en çok sevdiğine en çok umursadığına böyle kızar. senin kafana girmeyen ya da giren ama çok da bi yerinde olmayan buydu hep. boşversene.of.
ölünün arkasından konuşmak ne kadar boşsa benim şu an sana bunları söylemem de öyle boş aslında. bir yanım eskisi gibi olabilir diyorken diğer yanım imkanı olmadığını söylüyor, ben ikincisine kulak veriyorum, öyle olmasını istediğimden değil, hayalciliği-mucize bekleyen kişilik olmayı bırakıp ikinci sese kulak veriyorum. hepsi o.
öss den geçerli not alamamışım gibi, çok sevdiğim bir elbise yanmış gibi öyle bir hayal kırıklığı, üzüntü gibi birşey sadece. dramatize etmiyorum! ettiğimi sanan bir ses varsa içinde benim kalan hatrım için ona susmasını söyle.
yabancılaştık, birbirimizi anlamaz olduk. bunun suçlusu tek başıma ben değildim. ben yeterince görüşemiyoruz diye çok üzerine geldim ve sen de benim ne gibi bir hisle bu kadar abarttığımı anlayamaz oldun. olan bu. bana sadece sana değil başkalarına da zaman ayıramıyorum dedin, başkalarından bana ne arkadaşım! ben sana kardeşim dedim, sen nasıl böyle söylersin. bencil davranmak istemiyorum, kimin söylediğini hatırlamıyorum ama elma ben onu seviyorum diye beni sevmek zorunda değil. elma da beni seviyordu belki ama bana bir gram bile gösteremedi, ben de kahin olmadığımdan olsa gerek anlamadın ne hissettiğini. sadece davranışlarını yorumladım. YAPTIKLARINI ve YAPMADIKLARINI.
bilmem anlatabiliyor muyum??

her ne olduysa oldu. an itibariyle o yazık dedirten his kendini sıkıntıya bıraktı, burda durup yazmaya devam ettiğim sürece (ki kendimi bıraksam saatlerce yazabilirim) sıkıntı geçmeyecek, ayrıca çok da gereksiz.

midem bulanıyor şimdi, daha fazla uzatamıycam, nasıl istiyorsan öyle düşün bundan sonra(sını)

Hiç yorum yok: