hiçbir şeyi kaale almadan, sadece öyle olduğu için.
uzakta bir yer var henüz gidip görmedim. belki de sandığım kadar uzak bile değil. yorgun olduğum için gözüme uzak görünüyor belki bilemiyorum. işlerimi bitirip uzun uzun dinlendikten sonra ne kadar uzak olduğunu görücem. erteliyorum çünkü ertelenmesi gerek. buna ertelemekten çok zamana bırakmak deniyor. (zamana bırakmıyorum, zamana bırakırsam onunla tanışmayacağımı biliyorum. )
dinliyorum. sevdiği yemeğin kokusunun peşinden uçarak süzülen küçük tavşan gibi değil. kendimi bağladım şimdilik, bir süre daha burda durmam gerek.. şans veriyorum, hangimize olduğunun önemi yok. sandığımdan daha büyükmüş sadece, yanılmışım ve durup şansları sayıyorum.. bir.. iki.. üç.. dört.. benden tarafta bu kadar.
yanılmak garip bir his. önce umursamazlık dolu bir boşveriş ardından tarifsiz bir acı. acı nerde bilmiyorum, bilsem müdahale ederdim ama bilmiyorum işte. yerini tespit edemediğimden müdahale edemiyor beni ele geçirip yakmasına izin veriyorum ister istemez..
360 derecelik hakkım vardı, hepsini kullanmak zorunda değildim, ters orantıyla başlıyor, doğru orana geçiyor. dengesizce. orta karar bir isteğim olsaydı (herşeyin olduğu gibi : average :s ) çok daha iyi olabilirdi. hepsini kullanmak da nesi, neden? yapılanı sorgulamaktansa yapılacağı planlamak çok daha makul. peki.
görüş alanımdan çıkana kadar. sonra kendi çevremde 54643 kez dönüp midemi bulandırabilir, sabaha kadar gülebilirim :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder