27 Kasım 2007 Salı

ortak

çimler ıslak. saçlarım da. karanlıklayız, karanlıktayız. uzun zamandır gündüzü yaşamıyoruz. soluğum buhar olup somutlaşıyor dudaklarımla vedalaşır vedalaşmaz.. kısa ve yavaş adımlarla yürüyorum. acelem yok. uzaktan gri baykuşun sesini duyuyorum, muhtemelen hala arkadaki zeytin ağacının hasta dalında oturuyor.. ayak sesleri arkamda. hayır durun!

spotlar gözüme çevrilmiş, acıtıyorlar.
hayır! birşey saklamıyorum, rahat bırakın beni.
hakkınız yok!
sırt çantamı odamda unuttum sadece. hayır gitmiyorum. gerçekten.

gecenin siyahına salıyorlar inanıp masalıma. yalnızca inanmış numarası yaptıklarını biliyorum, çalıların arkasında parlayan gözlerini görebiliyorken, planlarımı gerçek kılacağımı mı sanıyorlar..

elimi uzatsam tutuverecek gibi. kapıp koparacak. oysa başka bir şehirde. sınırda falan değilim, uydurma.

"tanıyorum.ayık kalmaya uğraşıyor. öyle bitiriyor ki kendini, yatağa uzanıp düşündüğünü hatırlamıyor hikayeleri, oyun.uysa kurgulamadı hiç o öğlenden beri. ikinci durak nedir nerdedir nasıldır anımsamıyor.." vesaire

büyük ihtimalle bir altyazı daha geçti. gözlerimi kapatmıştım, cızırtıdan anladım.

Hiç yorum yok: