21 Kasım 2007 Çarşamba

ceketimdeki susam taneleri..:S

burası benim günlüğüm falan değil!
onu bi belirteyim..
kınamamı sunacak mekan belledim burayı bugünlük, sinirliyim, falan filan..

secret a not:
secret! secret olasın emi!
gerçek misin değil misin bilmiyorum ama soktun kafama o düşünceleri şimdi kendimi suçluyorum :S


gıcık bi gün.. çarşamba olmasıyla bile kurtarmıyor! ben güne teşhisimi koydum ya sabah sabah, kimse de döndüremez işte fikrimden, şu andan itibaren!!
sabah alarmın ilk çalışını duymamış olmamdan belliydi aslında.. ve boğazımın şiş ve sesimin sertap erenerimsileşmiş olmasından da!! görmezden geldim amağğğn dedim takmıycam ki dedim, kötü enerji yaymıycam ki evrene dedim geçiştirdim..
neyse alelacele bir duş ve saç yapım işkencesini atlattıktan sonra iki gram bişey yiyeyim+sıcak birşeyler içeyim amaçlı mutfağa gittim.. hakkaten iki lokma bişey yedim ve apar topar çıktım evden.. [aylardır huzur içinde slow-motion takıldığım bir hafta içi sabah bilmem..:S]
"as usual" koşar adımlarla ilerledim durağa..

kendime not:
bi kez de erken kalk allaşşşkına:S yaya yata kahvaltı et.. evdekilerle iki muhabbet et.. dişlerini adam gibi fırçala.. pantolonunu adam gibi ütüle.. sokakta yavaş yavaş yürü hatta mp3player ı evde unut dön al yani o derece!! ama hayır.. her gün koşmak zorundayım.. kahküllerim dağılmış ve nefes nefese varmak zorundayım durağa :S :S
bu noktada ilk kınamayı kendime armağan ediyorum..

her ne ise!
söz konusu durağa varmak için bir köprüden geçmem gerekiyor.. durak yolun öteki tarafında ve köprünün altında..(kaçıncı yaşayışım artık sayısını hatırlamıyorum bile ) ve hoba! köprünün ortasındayken durağa bakıyorum.. o iğrenç yeşil uzun kocaman şey süzüle süzüle cebe giriyor.. servisi kaçırmak sahne tekrarı: 5641 :S bağırmak istiyorum yeter diye.. sonra ağlamak istiyorum.. sonra eve dönmek istiyorum.. ayaklarımı yere vurarak offff off demek istiyorum.. ve hatta o an çekip gitmek istiyorum abartısızca.. yanıma sadece kolumu ağrıtan eşşek kadar çantamı alıp..
kaşlarımı çatıp (kimseye değil.. bizzat kendime!!) durağa yürüyorum.. tıklım tıkış bir otobüs geliyor.. binmiyorum hemen arkasından daha nefes alınabilir bir başkası geliyor, atlıyorum..
alsancakta inip 169 beklemem gerek: S
iniyorum. durakta biton insan var :S anlıyorum sinir bozucu bir yolculuk geçireceğimi ama takmamaya çalışıyorum.. hepsine arkamı dönüp anormal kalabalığı görmezden gelerek orda öylece 15 dk! bekliyorum.. 269 geliyor.. aman ne güzel , express diyorum, buçuk dolmuşuna yetişirim diyorum, mutlu mesut biniyorum otobüse.. otobüs çoktan dolmuş (benim bindiğim 3. durak :S) ve bu, durağa yığılmış kalabalığı açıklıyor! körüğün yanıbaşında, tutunacak bir borudan yoksun, virajlarda düşmemeye çalışarak 20 dk lık bir yolculuk daha yapıyorum.. yoo daha sinirlerim yeterince bozulmadı!!.. ve nihayet garajdayım..
neyse ki buçuk dolmuşuna yetişiyorum.. yolda bir arkadaşa rastlıyorum ve bana servis diyor, personel diyor, kart diyor.. offfffff... bu kelimeler düzgün bir şekilde olumsuzluk belirten tek bir cümlede kullanılıyor!.. ve ben, aralıktan itibaren her günümün bu als-garaj-kampüs üçgeninde harcanacağını öğrenmiş bulunuyorum! servis hakkından men edilecekmişiz!! nedenmiş kadrolu y.lisans değiliz diye!! evet, artık kızmaya başlıyorum..

dolmuşta en arkanın bir önüne oturup yüzümü güneşe çeviriyorum.. gözünü sevdiğimin güneşi, iyi ki ordasın.. seni çok seviyorum, beni terk etme nolur diyorum..
yanıma orta yaş üzeri bir bayan oturuyor dolmuş hareket etmek üzereyken.. elindeki beyaz poşeti(oo yoo görür görmez anlıyorum) çatır çutur sesler eşliğinde açarak içinden taze olduğu poşetin açılmasıyla birlikte küçücük dolmuşa koku yayma sürecini başlatmasından belli bir gevrek çıkarıyor..:S offffffff, korktuğumun başıma gelmesine şaşmıyorum nedense:S

böyle küçük ve yiyecek tüketimi için uygun olmayan mekanlarda bilhassa koku yayan yiyeceklerin tüketilmesine karşıyım.. imza toplayacak kadar karşıyım!
hanım teyze ! bulunduğu mekan sanki bir kafe, efendim bir yemekhane, bir kantin, bir parkmış gibi yemeye başlıyor gevreğini..
sözünü ettiğim mekanlarda işkembe de pişirseler ağzımı açıp tek laf etmem! çünkü insan bu tip mekanlara giderken orda yemek yiyen insanlarla karşılaşacağını bilir.. böyle mekanlarda yemek yemek son derece normal ve uygundur.. kokudan mideniz de bulansa ya da çok canınız da çekse kızma hakkınız olamaz.. ama dolmuşta değil! küçük ve kapalı mekanlarda değil! tanımadığım insanların dibime kadar sokulabildiği kollarını fütursuzca kollarıma dayayarak oturup bişey yokmuş gibi (tamam şimdi kış.. hepimizin montu var,54654 kat giyinmişiz, eşşek kadar yer kaplıyoruz ama vıcık vıcık bir yaz gününde? aa yoo! dayanılacak ve anlaşılacak gibi değil!-yaşanmışlığı var ondan lafını ediyorum!) takıldığı mekanlarda değil!!!
bilmem anlatabildim mi hanım teyze ve diğer benzer eylemler gerçekleştiren insanlar?!?
normalde yanımda oturan-özellikle bu tip orta yaş üstü- insanlara karşı saygı gereği mp3playerın sesini [son seviyede (ki son seviye 30dur..) bile dış sesleri duyuyor olmama rağmen!] 15-18 civarı tutan ben, bir saniye dahi düşünmeden seviyeyi 30 a getirdim..
lütfen dedim nolur bişey söyle teyze.. nolur sesini kıs de, nolur rahatsız oldum de, nolur nolur!! ona "sen gevrek yerken ben kokuyu kısar mısın demedim" diyebilmeliydim..:S "onu dibimde, susamlarını ceketime saçarak (teyze indikten sonra fark ettim..) tulum peyniriyle birlikte gevrek yerken düşünecektin!!" , "sen kokusunu burnuma soka soka (bahsettiğim normal mekanlar hariç böyle kapalı ve küçük yerlerde yenilen gevrek ve poğaçanın kokusu midemi bulandırıyor! napabilirim!? hassasım kokuya, duymak istemiyorum- o kadar..) o kocaman gevreği tüketirken ben sesimi çıkardım mı ha? ağzımı açıp tek laf ettim mi!! hayır.. şimdi de sen benim müziğimi dinleyeceksin işte, üzgünüm!!" (üstelik rahatsız olma diye, hemen az önce sana son derece sinir olmuş olduğum halde, trance dinlemiyorum.. ritme takılıp gıcık olma diye hanım teyzeee!:S)
ama bişey söylemedi işte.. zaten ben de bi 10-15 dk sonra uyumuşum..:S

kınıyorum sizi dar ve kapalı alanda kokoreç [dün akşam belediye otobüsünde önümdeki koltuğa oturan kız kokoreç yedi!! çok canım çekti!! bütün yol boyunca meyve kokulu ıslak mendilimi burnuma dayamak zorunda kaldım :( ] gevrek poğaça ve şu an aklıma gelmeyen vebenzeri koku yayan yiyecek tüketenler!!

Hiç yorum yok: